Farkındalığını genişletme yolculuğunda olan herkesin sıklıkla söyleyip, söylerken “an’ı” kaçırdığı tam olarak neyi nasıl yapmamız gerektiğinin bilinemediği büyük kelime.

Bence anda kalmak dengede kalmak ile radarları tam açık tutarken bir o kadar da içe dönmekle, geçmiş-bugün-gelecek paralelliğini anlamak ile başlar. Yani An’da kalmak, Anlamak ile denklem kurar.  Her birimizin “anlama” şekli farklı olduğuna göre zamanı “anı” hayatlarımıza almakda farklı olacaktır.  İşte bu yüzden anda kalmak önce kendimizi anlamaktır.

Derin bir nefes alıp sadece durmak, dururken nefesini, kan akışını, organlarını, duygularını hissetmek. Dimdik ayakta durmak, yere basarken ayak tabanına düşen ağırlığı, ısıyı, bedenin savrulma isteğini, durmanın verdiği sıkışmışlığı, zihninin bu pratiği yaptığı için söylenmesini ve bir sonraki adımı düşünürken kendine saçmalama an’ı yaşamayı deneyimliyorsan derken her birini o an hissetmek tamlık enerjisinde olmaktır anı yaşamak.

Anda kalmak gerçekten pratik ve basitlik ister. Hissetmeyi öğrenmek ister. Her birimizin kendini hissettiği bir gün Sevgi ve Şifa eşlikçimiz olsun…